Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Eğlencenin,Paylaşımın Zirveye Vurdugu adres Forumca ...
 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Ölüm yazıyor yazısını

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Crazy-bebey
Yönetici
Yönetici
Crazy-bebey


Mesaj Sayısı : 976
Yaş : 32
Nerden : Kahramanmaras
Ruh Hali : Ölüm yazıyor yazısını 1172
Takım : Ölüm yazıyor yazısını 1447
Kayıt tarihi : 28/09/08

Ölüm yazıyor yazısını Empty
MesajKonu: Ölüm yazıyor yazısını   Ölüm yazıyor yazısını Icon_minitime10/2/2008, 10:41 pm

OSMAN BİLİR
Edebiyatımız git gide yalnızlaşıyor. Erdem Bayazıt ve Fethi Naci’nin ardından İlhan Berk’i de kaybettik. Bir dizesini değiştirerek söylersek, “ölüm yazdı yazısını”. O, Necatigil’in çok bilinen tanımlamasıyla şiirimizin “uç beyi”ydi. Necatigil inceliği:

İlhan Berk’in hem Manisalı olmasına (Osmanlı döneminde uç beyleri bu şehirde yetişirdi) hem de şiirde gerçekten “uç”ları denemesine atıf yapıyor. Örneğin, Çok Yaşasın Sayılar ya da Dün Dağlarda Dolaştım Evde Yoktum, gerçekten de şiirin sınırlarını zorlayan uç denemelerdi. Amabunlar ve öteki yapıtları, ne kadar deneysel olursa olsun İlhan Berk’in izini taşır. Her şeyden şiir çıkarmasını bilirdi: Ölmüş bir şairin karısını görmeye gitmekten (ki, bu HuriyeNecatigil’dir), ormanlardan, balıkçıların konuşmalarından, bitki çeşitlerinden, büyük filozofların yapıtlarından, yazma eyleminin kendisinden, Sait Faik’in duruşundan, Orhan Duru’dan, Homeros’tan, Dağlarca’dan…

Yazmak cehennemdir

İlhan Berk’in günlüklerini, söyleşilerini okuyanlar onun ısrarla hep aynı şeye vurgu yaptığını görürler: “Yazmak cehennemdir.” Ama bazıları için bu cehennemden kaçış yoktur. Ve buyazmak cehenneminin düğümlendiği yer ölümdür. “Ölüme, o büyük tümceye çalışacağım” diyordu İlhan Berk. Sanki ölüm olmasa yazmak bir cehennem olmayacak, şiir gerekliolmayacaktı onun için. “Ölüm bende bir sözcükten öteye gitmemiştir” dese de böyledir bu.

Ölümünün ardından yazılanlar genellikle şair hakkındaki ortak kanılar oldu: Ustalığı, arayıcılığı, aşkı ve kadınları anlatışı, şiire sadakati… Gönül istiyor ki, İlhan Berk’in ardından yaptığı asıl önemli işler sessizlikle geçiştirilmesin. Fransız şairlerinden yaptığı olağanüstü şiir çevirileri konuşulsun örneğin. Türk edebiyatının en iyilerinden sayılabilecek günlükleri, bir şairin elinden çıktığı her satırında belli olan metinleri, defterleri, şiirde anlam’ı reddeden çok net yaklaşımı da konuşulsun. Neden Nâzım’ı değil de Necip Fazıl’ı daha “saf” şair saydığı tartışılsın. Attilâ İlhan’ın onu neden hiç ilgilendirmediği üzerinde durulsun. Ardından bıraktıkları, notlar, defterler, desenler titiz bir çalışmayla derlensin, yayımlansın. İlhan Berk’i anlamanın ve böylece hatırasını yâd etmenin yolu buradan geçiyor çünkü.

Artık hiçbirimiz yeni bir İlhan Berk şiiri okumayacağız. Yine de Türkçede böyle bir şair var olduğu için kendimizi şanslı saymalıyız. Ölümünü bir başka şair için yazdığı dizelerle hatırlayacağız:

“Bir gün öldü.

Gidip geldiği sokaklar, bir kırlangıç, bir kağıt, bir ıstampa, bir kalem/alkol yanmasında/bir fotokopi, bir kumsaati, yarım kalmış bir şiir, bir patika cenazesinde bulundu mu? Bilmiyorum.

Bir bulut bir süre onu izlemiş.

Geçerken parmağını kaldırmış bir çocuk. Bir deniz parçası, bir ağaç büyümesini bir an bırakmıştır.

Masası uzun zaman kendine gelememiştir.

O gün gök açıkmış diyorlar.”

İkinci Yeni’nin öncülerinden

İlhan Berk, 1918 yılında Manisa’da doğdu. İlk şiirleri Manisa Halkevi, Uyanış, Varlık, Çığır gibi dergilerde çıktı. 1944 yılında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’nün Fransızca Bölümü’nü bitirdi. Destansı yönünün ağır bastığı, adeta bir Türk Walt Whitman’ı olarak adlandırıldığı dönemde İstanbul (1947), Günaydın Yeryüzü (1952), Türkiye Şarkısı (1953) ve Köroğlu (1955) kitaplarını yayımladı. 1953 yılına kadar çıkardığı kitaplarla gerçekçi bir şair görüntüsü veriyordu. 1953’te Yenilik dergisinde yayımladığı “Saint Antoine’ın Güvercinleri” ile İkinci Yeni’nin habercilerinden oldu. Bu özellik daha sonraları gelişerek sürdü ve İlhan Berk’in özgün tutumu durumuna geldi. Çeşitli nesneleri, kent, sokak gibi olguları ayrıntılı bir “kimlik kartı” somutluğu taşıyan bir biçimde şiirleştirdi. Son yıllarda açtığı resim sergileriyle de dikkatleri çekti.

Başlıca Yapıtları:

Şiir: Bütün yapıtları üç ciltte toplanmıştır. Eşik (1947-1975): İstanbul (1947), Günaydın Yeryüzü (1952), Türkiye Şarkısı (1953), Köroğlu (1995), Galile Denizi (1958), Çivi Yazısı (1960), Otağ (1961), Mısırkalyoniğne (1962), Âşıkane (1968): Şenlikname (1972), Taşbaskısı (1975); Aşk Tahtı (1976-1982): Atlas (1976), Kül (1978) ve Deniz Eskisi/Şiirin Gizli Tarihi (1982); Akşama Doğru (1984-1996): Delta ve Çocuk (1984), Güzel Irmak (1998), Dün Dağlarda Dolaştım Evde Yoktum (1993), Avluya Düşen Gölge (1996). Ayrıca Kuşların Doğum Gününde Olacağım (2005), Ev (1997), Çok Yaşasın Sayılar (1998), Şeyler Kitabı (2002) adlı kitapları vardır.

Deneme/Günlük/Otobiyografi: Uzun Bir Adam (1982, genişletilmiş baskı 2005), Şifalı Otlar Kitabı (1982, 2004), El Yazılarına Vuruyor Güneş (1983, genişletilmiş baskı 1992), Şairin Toprağı (1992), İnferno (1994, genişletilmiş baskı 2004), Kanatlı At (1994), Logos (1996), Poetika (1997), Kült Kitap (1998).

Çeviri/Antoloji: Başlangıcından Bugüne Beyit Mısra Antolojisi (1960, 2. baskı 2004), Fransız Şiiri Antolojisi (2001), Seçme Kantolar-Ezra Pound: (1969), Seçme Şiirler Arthur Rimbaud (1962), Asılı Eros (1996), Güldeste Başlangıçtan Bugüne Türk Şiiri Antolojisi (2004).

Yabancı dillere çevrilmiş yapıtları: Estambul/İstanbul, Madrid, 1988; Histoire Secrète de la Poésie/Şiirin Gizli Tarihi, Paris: Arfuyen 1991; Poemas/Şiirler, Madrid, 1992; Rio Hermoso/Güzel Irmak, Madrid, 1995; Selected Poems/Seçme Şiirler, Londra, 2006, Mar de Galilea /Galile Denizi, 2006, Madrid.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.marasultraslan.tr.gg
 
Ölüm yazıyor yazısını
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Üyelere Özel :: Serbest Bölge-
Buraya geçin:  

Google Pagerank Checker
Bedava forum | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar