Bir çok elementi ayrı ayrı incelemek zor bir iştir. Elementlerin incelenmelerini kolaşlaştırmak ve özelliklerini daha kolay hatırlaya bilmek amacıyla, elementleri bir sınıflamaya tabi tutmayı çok eskiden beri kimyacılar düşünmüşlerdir. Hatta bu sınıflandırmada elementlerin özellikleri, belirli bir düzen içinde değişirse, kimyacıların işi epeyce kolaylaşmış olacaktı. Geçen yüz yılın ortalarında, şimdi bilinen ele-mentlerin yarısından biraz fazlası biliniyordu. Bilinen elementleri, ö-zelliklerine göre bir sınıflandırma yapmak için, o zamanda kimyacılar, değişik fikirler ileri sürmüşlerdir.
On dokuzuncu yüzyılın başında, Dalton’un ileri sürdüğü atom teorisi ve onu hemen takip eden Avogadro hipotezi, modern kimya a-lanını açmış; Berzelius’un (Berzelyus) atom kütlelerini tayini ile, atom kütleleri ile elementlerin özelliklerini karşılaştırma imkanı ortaya çık-mıştır.
Elementlerin atom kütleleri ile özellikleri arasındaki ilişkiyi ilk sezen Alman kimyacı J.W.Döbereiner (Döbrayner) olmuştur. Döbere-iner, 1828 yılında, bazı elementlerin kimyasal özellikleri arasında (CL,BR,I)-(Ca,Bo,Sr)-(S,Se,Te gibi) yakın benzerlikler bulunduğunu görmüş ve bu elementleri “triyotlar” (üçlüler) olarak gruplandırmıştır.
Bu görüş, zamanın kimyacılarını, bütün elementleri içine alan, tam bir sıralama sisteminin var olabileceği düşüncesine götürmüştür.
İngiliz kimyacı J.A.R. Newlands (Nivlands) 1864’de, o zaman bilinen elementleri atom kütlelerine göre artan bir şekilde sıralamakla, her 7 elementten sonra gelen 8. elementin özelliğnin, bu 8 elementin başlangıç elementinin özelliğine benzediğini görmüştür. Bu şekilde, bir elementten 7 sonra gelen elementin yani 8. elementin aynı özelliğe sahip olmasını müzikteki 8 notaya verilen isme benzeterek, oktav diye adlandırmıştır. Fakat Newlands bu görüşünde pek ileri gidememiş ve kalsiyumdan sonra gelen elementlerin bağlantısını anlayamamıştır.
Bugünkü anlama yakın periyodik sistem, 1869 yılında Rus kim-yacısı Dimitri Mendeleev ( Dimitri Mendelyev) tarafından yapılmıştır. 1870 yılında Alman bilgini Lother Meyer (Lotar Meyır)de Mende-leev’den habersiz olarak, bir periyodik cetvel yapmıştır. Bu iki cetvel hemen hemen birbirinin aynıdır. Meyer; elementleri, cetvelinde fizik-sel özelliklerine (atom hacimlerine) göre sıralamış, Mendeleev ise, e-lementlerin elementleri fiziksel özelliklerini ele alacak yerde, değerli-liklerini, yani kimyasal özelliklerini dikkate almıştır. Mendeleev, o za-man bilinen ve atom kütlelerini bulunmuş elementleri, atom kütleleri-nin artısına göre sıralamakta, elementlerin değerliliklerinin ve öteki ö-zelliklerinin, gitgide değişirken, belirli sayıda elementten sonra tek-rarladığına, yani bu özelliklerin periyodik (devri) olduğunu görmüştür.
Mendeleev, atom kütleleri sırasına göre kurduğu gruplarla, özel-lik bakımından benzeyen element yoksa, yerini boş bırakmıştır. Bunun sonucu olarak Mendeleev’in periyodik cetveline bazı boşluklar mey-dana gelmiştir. Mendeleev, bu boşlukları açıklamasını bilmiş, o gün için bilinmeyen ve periyodik cetvelde 32 numaralı yeri olması gereken elementin özelliklerinin ne olacağını tahmin etmiştir. Ayrıca, Mende-leev’in sisteminde boş kalan yerlerde bilinmeyen elementlerin bulun-ması gerektiği fikri yeni elementlerin keşfine yol açmıştır.
Mendeleev’i dahiyane görüşü ile, bu sistemin doğanın genel bir kanununa uyulduğunu sezmiş ve sistemini genelleştirmekten çekinme-yerek o gün için 63 element bilinmesine ve sisteminde pek çok boş yer kalmış olmasına rağmen, periyodik cetvelini geliştirmiştir.
Periyodik cetvelin yapılmış olması elementleri inceleme kolaylığı sağladığı gibi bilinmeyen elementlerin özelliklerinden yola çıkarak keşfini sağlamıştır.
Bu gün periyodik cetvelde elementler, atom kütlelerine göre de-ğil, atom numaralarına göre dizilir. Böylece Mendeleev’in sisteminin aksaklığı ortadan kalkar. Çünkü kimyasal özellikleri atom kütlelerinin periyodik bir fonksiyonu değil, artan atom numaralarının periyodik bir fonksiyonudur. Elementler artan atom numaralarına göre periyodik cetvelde dizildiğinde, elementlerin bazı özellikleri periyodik olarak tekrarlanır. Bunun nedeni, elementlerin elektron dizilişleriyle ilgilidir.
Elementler, özellikleri birbirine benzeyen alt alta gelecek şekilde, artan atom numaralarına göre sıralandığında bir cetvel oluştu-rur. Oluşan bu cetvele periyodik cetvel denir.
Periyodik cetvel elementlerin elektron dizilişine bağlı ola-rak dört bloktan (s, p, d, f) meydana gelir. Bloklardaki elementlerin değerlilik elektronları bulunduğu blokun adıyla aynı orbital dedir.
Ör: Na------- 1s 2s 2p 3s blokunda
P-------- 1s 2s 2p 3s 3p blokunda
Tablo IV.1
ORBİTAL: Bir atomun elektronlarının bulunma olasılığı-nın yüksek olduğu uzay bölgesidir.
Değerlik elektronları: Bir elementin en dış elektron kabu-ğunda bulunan elektronlara denir.
Şekil 6.14
Periyodik cetvelde yatay sütunlara periyot, düşey sütunlara grup denir.
Periyodik cetvel 7 periyot ile 8A, 8B olmak üzere 16 gruptan (18 düşey sütundan) oluşur. Yeni sistemde gruplar A ve B diye ayrılmaz. Birden onaltıya kadar sırayla 1,2,3.....16. grup diye adlandırılır.
1. periyotta 2 element bulunur. (H, Ne)
2. periyotta 8 element bulunur. (Li, Be, B, C, N, O, F, Ne)
3. periyotta 8 element bulunur. ( Na, Mg, Nı, Si, P, S, Cl, Ar)
4. periyotta 18 element bulunur. (K, Ca,..............................., Kr)
5. periyotta 18 element bulunur. (Rb, Sr, ............................., Ye)
6. periyotta 32 element bulunur. (Cr, Ba, ............................., Ra)
periyotta 32(yir4. ve 5. periyotlarda periyodun 10 element uzamasına d orbitalin dolması (d ) neden olur. 6. ve 7. periyotlarda ise sıranın 14 element u-zamasına f orbitalinin dolması (f ) neden olur. F orbitallerine elektron dolan 14 elementten 6. sıradaki lantanitler (57-71 atom numara (1)) (noder toprak ¤¤¤¤lleri) ve 7. sıradaki aktinitler, (89-103) cetvelin da-ha fazla yana uzamamasından alt sırada f bloğuna alınmıştır.
Periyodik cetvelin s bloğunda IA ve IIA, p bloğunda IIIA, IV A, VA, VIA, VIIA ve VIIIA grupları, d bloğunda ise IIIB, IVB, VB, VIB, VIIB, VIIIB, IB ve IIB grupları yer alır.
Elementler artan atom numaralarına göre periyodik cetvele yer-leştirildiğinde, cetvelin sol tarafından ¤¤¤¤llerin sağ tarafında a¤¤¤¤l-lerin yer aldığı görülür.Her periyot bir alkali ¤¤¤¤l ile başlar bir soy-gaz ile biter.
Guruplar ve özellikleri:
A Grubu Elementleri; A grubu elementlerinin değerlik elektron-ları s ve p orbitallerinde bulunur. Elektron dizilişi, s orbitali ile sonuç-lanan elementler s, p ile sonuçlananlar p, d ise sonuçlananlar d, f ile sonuçlananlar ise f bloğunda yer alır.
Periyodik cetvelin IA grubunda (H, Li, Na, K, Rb, Cs, Fr) ele-mentleri bulunur. Hidrojen IA grubunda bulunmakla beraber bir ame-taldir. Hidrojen dışındaki bu grup a¤¤¤¤llerinin hidrooksitleri kuvetli baz özelliği gösterdiğinden, IA grubu elementler bazik anl***** ge-len alkali ¤¤¤¤ller adıyla anılır. Alkali ¤¤¤¤ller, en dış orbitalleri olan küresel s değerlik orbitallerinde bir değerlik elektronu taşır. Bu ele-mentlerin elektron dizilişlerinin benzerliği bir çok özelliklerinde ben-zerliğe yol açar IA grubu elementleri dış orbitallerdeki bir tek değerlik elektronu kolaylıkla vererek +1 yüklü iyon haline geçer. ¤¤¤¤lik par-laklık gösterir, bıçakla kesilebilecek kadar yumuşaktırlar. Elektrik ve ısıyı iletir.
Periyodik cetvelin IIA grubunda (Be, Mg, Ca, Sr, Ba, Ra) ele-mentleri bulunur. Bunlar toprak alkali ¤¤¤¤ller olarak anılır. Bu grup elementleri atomların s değerlik orbitalinde 2 elektron bulunur. Bu e-lektronlar, IA grubu elementlerinin tek elektronu kadar olmasa da ge-ne kolaylıkla ortamdan kopar. Bu nedenle IIA grubu elementleri +2 değerlikli iyon halinde bileşik oluşturur. Bu grupta yer alan elementler IA grubu elementlerinden daha az aktif, daha yoğun ve dahaserttir.
Periyodik cetcelin IIA grubunda hepsi a¤¤¤¤l olan flüor (f), klor(Cl), brom (Br), iyot (ı) ve astaton (At) elementleri bulunur. Bun-lara tuz üreten anl***** gelen halojen adı verilir. Oda sıcaklığında F ve Cl gaz, Br sıvı, I-ise katı halde bulunur. Halojen atomlarının s ve p değeğerlik orbitallerinde yedi tane değerlik elektronu vardır. Halo-jenler kararlı hale gelmek için genellikle dışarıdan bir elektron alarak
-1 değerlikli iyonlar halinde bileşik oluşturur. Bu halojenler bir kısım bileşiklerinde +1, +3, +4, +5, +6, +7 değerlikli olabilir. Halojenler ol-dukça aktiftir.